Dünya Mirası 3 Baltık Şehri
11 MAYIS 2018Seyahat rotanızı henüz çizmediyseniz, size bir önerimiz var: Baltık ülkeleri! Unesco Dünya Mirası listesinde yer alan Baltık Ülkelerinin başkentleri en az Paris, Roma, Prag, Viyana kadar görülmeye değer.
Litvanya, Letonya ve Estonya’yı daha önce görmediyseniz, seyahat planlarınızda bu üç ülkeye mutlaka bir şans verin! Bu 3 ülkenin ortak özellikleri var: Doğal güzellik, tarihi ve mimari zenginlik ve romantizm… Gelelim son yıllarda yıldızı parlayan bu ülkelerin başkentlerinin özelliklerine…
Litvanya / Vilnius: Litvanya, üç Baltık ülkesinin en büyüğü. 14. yüzyılda Avrupa’nın en büyük krallığı olan ülke, tarih boyunca Polonya, Almanya, Rusya ve SSCB arasında el değiştirmiş. Bugün nüfusu, 3 milyon civarında... Litvanya’nın Vilnius şehri, 600 yıllık bir başkent. Çok dinli bir merkez olarak kabul edilebilecek kent için Napolyon, “Kuzeyin Kudüs’ü” tanımını yapmış. Avrupa’nın tam ortasında bulunduğu için imparatorların ve ordularının bıraktığı izleri kentte görmek mümkün. Eski şehir meydanı, Avrupa’nın en geniş meydanlarından biri. Kent meydanı, mimari zenginliğiyle 1994 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine girmiş. Bu meydan 1989 yılında tarihte yer almış “Şarkı Devrimi”nin de başladığı yer olmuş. Halk Sovyet rejimini protesto etmek amacıyla Katedral Meydanı’nda bir araya gelmiş ve el ele vererek Letonya’dan geçip Estonya’ya kadar ulaşan yaklaşık 500 km’lik bir insan zinciri oluşturmuş. Litvanya, 1990 yılında SSCB’den ayrılarak bağımsızlığını ilk ilan eden ülke.
Letonya / Riga: Letonya, Litvanya’nın kuzeyinde yer alıyor ve biraz daha küçük bir ülke. Başkent Riga, SSCB döneminde St. Petersburg’dan sonra ikinci önemli şehirmiş. Kentte 1900’lerin başında gelişen Art Nouveau ya da Jugendstil denilen mimari tarzda inşa edilmiş 700’e yakın bina bulunuyor. Kentin mimarisi kadar doğal güzellikleri de insanı kendine hayran bırakıyor. Kentin ortasından geçen nehir ise manzarayı tamamlıyor. Eski şehrin meydanında yürürken tarihi eserlerden gözlerinizi alamadığınız için vitrinlerin pek şansı kalmıyor.
Estonya / Tallinn: Estonya’nın başkenti ve ana limanı olan kentin 1918 yılına kadar ismi Reval’miş. Daha sonra ise “çiftçi kenti” anlamına gelen Tallinn olarak değişmiş. Eski şehir merkezi, dini ve politik merkez olan Katedral Tepesi (Toompia Tepesi) ve halkın yaşadığı eski şehir olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Toompia Kalesi, 13. yüzyıldan kalma bir yapı ve şehrin ortasında 30 metreye yükseliyor. Bugün Estonya parlamentosu ve Tallinn’in en büyük kubbeli Ortodoks katedrali burada bulunuyor. Kentteki orta çağ meydanı son derece etkileyici… Bu meydanda bulunan belediye binası 15. yüzyılda gotik tarzda inşa edilmiş. Denizcilerin koruyucu azizine ithaf edilmiş St. Olav Kilisesi de yine aynı meydanda yer alıyor. Deniz kıyısında bulunan ve 1902 yılında inşa edilmiş Russalka Anıtı’nın ise akıllarda yer edici bir hikayesi var. Russalka, denizkızı demek. Russalka isimli bir Rus savaş gemisi 1893 yılında Helsinki’ye giderken batmış ve 177 denizci hayatını kaybetmiş. Anıtta elinde Ortodoks haçı tutan bir melek geminin battığı yeri gösteriyor. Tallinn’e yaz aylarında giderseniz seyahat tarihinizi koro festivaline denk getirmeye çalışın. Böylelikle seyahatinizin unutamayacağınız manzaralarına bir de müziğin evrensel tınısını eklemiş olacaksınız.
Tabi ki hepsinden önce sgrt.com.tr’den Seyahat Sağlık Sigortası teklifi almayı unutmayın!